HABERLER

🏠  Anasayfa  ➝  Haberler

Her Koşulda ve Herkes İçin İnsan Hakları!

Sayfayı Yazdır Küçük Font Büyük Font

21:43 . 20 Haziran 2024

Mültecilerin tarihi en az insanlık tarihi kadar eski olduğu halde mültecilerin sorunlarının gerçek anlamda ele alınması ancak son 80 senelik bir çabanın ve iki dünya savaşının acı sonuçlarının ürünü olmuştur. Bu bakımdan Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin 50. yıl dönümü vesilesiyle 2001’den beri kabul edilen 20 Haziran Dünya Mülteciler Günü, mülteciler ile sınırlı kalmayarak ülke içinde yerinden edilmiş kişiler, ikincil koruma sahipleri, geçici koruma altında yurdunu bırakanlar ve mevzuatın belirlediği dar tanımların ötesinde zulümden kaçan herkesin haklarının anımsatılmasının önemli bir vasıtası olmaya devam etmektedir. 

 

Geçmiş yıllarda yaşanan ve toplumların ortak hafızasına gömülü Akdenizdeki, Macaristan sınırındaki, Yunan adalarındaki çok çeşitli ağır insan hakkı ihlalleriyle ve sonuçlarıyla hesaplaşma bir yana mültecilere yönelik insan hakları ihlalleri 2024 yılı itibariyle katlanarak artmış ve mülteci karşıtı söylem günlük siyasetin bir parçası haline gelerek yerel yönetimlerdeki siyasilerden tutun AB düzeyindeki karar alıcılara dek farklı derece ve boyutlarda devam etmiştir. Küresel mülteci politikasının iflası ise Gazze’de yaşanan insanlık dramıyla kendisini açık bir şekilde göstermiştir. 2024 yılı itibariyle küresel mülteci hukuku ve politikasının dünyanın her yerindeki mültecilerin yaşadığı derin insanlık krizine artık tutarlı ve ikna edici bir yanıt veremediği artık herkes tarafından bilinen bir gerçektir.  

 

Mültecilerin hakları, mültecilerin haklarını koruyanların haklarından ayrı düşünülemeyeceği için hak savunucularına yönelik her türlü engel, baskı ve saldırının özünde mültecilere yönelik yapıldığı bir gerçektir. Sadece yaşam hakkını savunduğu için ağır cezalarla karşı karşıya kalan, insani yardım götürdüğü için öldürülen ve dünyanın çeşitli yerlerinde fiziki, hukuki ve psikolojik baskı ve tehditlere maruz kalan hak savunucularının giderek daha fazla saldırıya uğradığı gerçeği Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Savunucuları Özel Raportörü’nün periyodik raporları ile Front Line Defenders ve Human Rights Watch gibi kuruluşların tespitlerinde özellikle dikkat çekmektedir. 

 

Türkiye’de de son zamanlarda mülteci karşıtı ve neredeyse ırkçılığa varan bir söylemin giderek bilinçli bir şekilde artırıldığı gözlemlenmektedir. Yakın zamanda yerel yönetimlerin yaptığı yabancı dilde tabela tartışması, nikah yasağı gibi mültecilere karşı gerçekleştirilen genel baskı ve caydırma siyasetinin Türkiye’nin yaşadığı ve sorumlusunun bizzat siyasi iktidar olduğu derin ekonomik krize, yoksulluğa bir sorumlu arama ihtiyacından kaynaklandığı açıktır.

 

Dünya Mülteciler Gününde bir kez daha hatırlatmak isteriz ki, bugün mültecilerle dayanışmak, yaşadıkları sorunları görünür kılmak ve kalıcı, insan haklarına uygun çözümler bulmak için hak savunucularına her zamankinden daha fazla sorumluluk düşmektedir. İzmir Barosu olarak insan haklarını herkes için ve her koşulda savunmaya devam edeceğimizi, mültecilere yönelik ırkçı ve ayrımcı söylemlerin karşısında olduğumuzu bir kez daha vurguluyoruz.