Bergama yakınlarındaki antik sağlık yurdu Allianoi’un, baraj suları altında kalmaması için 2004 yılından bu yana sürdürülen hukuk mücadelesi sonucu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından Sözleşme’nin ifade özgürlüğü başlığını taşıyan maddesinin ihlal edildiği yönünde karar alınmıştır.
İzmir Barosu ve Allianoi Girişim Grubu tarafından 1 Mart 2019 günü İzmir Barosu’nda konuya ilişkin bir basın açıklaması düzenlendi.
Basın açıklamasında konuşan İzmir Barosu Başkanı Av. Özkan Yücel, “Bu mücadele, bir miras aynı zamanda yaşadığımız dünyayı toplumu korumanın mücadelesi. Bu mücadeleyi sürdürenler unutulmayacak ama o tarihi dokuyu suyun altına gömenler de unutulmayacak. Tarih onları mahkum edecek. Mücadeleyi yürüten arkadaşlarımız önümüzü açacaklar; biz baro olarak elimizden gelen desteği vereceğiz. Sonuna kadar bu mücadelenin bir parçası olarak devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
Basın açıklaması öncesi Allianoi Girişim Grubu önceki dönem sözcülerinden Av. Hilal Küey yaşanan hukuki sürece ilişkin kısa bir bilgilendirme yaptı.
Kararın Allianoi’un nasıl bir hukuksuzlukla suya gömüldüğünün gösterilmesi önemli olduğunu vurgulayan Avukat Arif Ali Cangı, “Başvurumuzun gerekçesini oluşturan gayriresmi toplantı tutanağının bize verilmemiş olması koruma kurulunda daha önce vermiş olduğu kararlara aykırı şekilde karar almasının nasıl gerçekleştiğini gösteriyor. Kültürel mirasın korunmasının ne kadar önemli olduğuna dair diğer yandan da bir avukatın mahkemeye vermek zorunda olduğu bilgiye erişim hakkı olduğunun vurgulanması açısından önemli. Sular içinde kaldı ama bu süreci önemsemek gerekiyor. Suya gömülmesini engelleyemedik ama bu süreçte mücadelesinin kendisini örnek olarak bıraktık. Buruk bir sevinç bizimkisi ama yaşam ve mücadele devam ediyor. Bu anlamda da emeği geçen herkese teşekkür ediyoruz. Dönemin DSİ Müdürü Veysel Eroğlu, bu işin bir numaralı müsebbibi. Onun imzası ile birçok şey oldu. Ertuğrul Günay… Allianoi’nin suya gömülmesi aşamasında kültür bakanıydı. Burada toplantı yaptı. Süreci anlattım ve dava açtık. Keşif yaptık, bilirkişiler lehimize karar verdi. Yürütmeyi durdurma kararı verilecekti. Bakan bekleyemeyiz çok yıllar beklendi dedi. Tarih bunların hepsini yazacak” dedi.
Allianoi Girişim Grubu eski Dönem Sözcüsü Alime Mitap, “Henüz yüzde 20’si gün yüzüne çıkarılabildi. Kampanyalar yaptık yeniden başlasın diye fakat rant karşısında bir sonuç alamadık. Aşağıda kalan yüzde 80’lik bölümde belki müthiş bilgiler vardı. Sağlıkla ilgili bilgiler vardı belki. Bir barajın ömrü 40-50 yıl. Tasfiye edildiğinde yüzde 80’lik bölüm ne kadar sağlıklı kalmış olur bilmiyorum. İnsanlığa ait kültürel mirasın gömülmesi ve önemli bilgilerin gecikmesi gibi acı bir sonuca neden oldu” şeklinde konuştu.
Allianoi Girişim Grubu Dönem Sözcüsü Üstün Reinart tarafından okunan basın açıklaması şöyle:
Sevgili Basın Mensupları
Belki hatırlarsınız, Allianoi Girişim Grubu, Bergama’nın Kuzeydoğusunda 2000 yıllık, Allianoi adındaki antik Roma sağlık yurdunun, bir sulama barajı için suya gömülmesini engellemek amacıyla kurulmuş, Allianoi’u korumak için hem hukuk mücadelesi yürütmüş, hem de toplumda bir bilinç oluşmasını sağlamış bir sivil kuruluştur. 2010 yılında, kapalı kapılar ardında alınan bir kararla, daha hukuk süreci bitmeden Allianoi kille kaplanıp suya gömülmüştü.
Yıllar süren hukuk mücadelemizin sonunda AİHM, birkaç hafta önce çalışmalarımızın değerini tanıyan kararını açıkladı.
Bu bizim için buruk da olsa bir zaferdir.
Bugün, Allianoi için bir kez daha toplandık. Allianoi, 2010 yılında mille kaplandı, sular altında bırakıldı. Allianoi’un tekrar toprak ve su altında bırakılmaması için 2004 yılından bu yana vermiş olduğumuz hukuk mücadelesinde, Allianoi Girişim Grubu olarak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nden (AİHM) aldığımız olumlu bir kararı anlatacağız sizlere, biraz sevinç, çokça hüzünle.
Ne olmuştu diye kısaca anımsarsak;
Tarihsel ve kültürel varlıkların korunmasına ilişkin uluslararası sözleşmeler, konuyla ilgili Anayasa ve yasal düzenlemeler ile Allianoi’nin korunması amacıyla verilmiş birden çok yargı kararına karşın, Allianoi gibi kültür miras değerlerini korumakla görevli olan İzmir II. Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Bölge Kurulu tarafından, her defasında yargı kararlarını etkisiz hale getirecek yeni yeni kararlar alınmaktaydı. Son olarak 28.05.2010 ve 17.08.2010 tarihli kararlar ile Allianoi Ören Yeri’nin kumla örtülerek, baraj suları altına bırakılmasına ve 08.12.2010 tarihli kararla da Yortanlı baraj havzasında su tutulmasına izin verilmişti.
Hemen akabinde, bu kararların yargı denetimine tabi tutulması için gerekli makul süreler beklenmeden, ören yeri hızla kumla kaplanmış, barajda su tutulmasına izin verilmesi üzerine de su tutma işlemine derhal başlanılmış ve neticede ALLİANOİ SUYA GÖMÜLMÜŞTÜ.
İzmir II.Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun aldığı son kararların iptali davasının yargılamasının sürdüğü sırada, bir kişi tarafından tutulmuş imzasız bir toplantı tutanağı tarafımıza ulaştırılmıştı.
Tutanaktan anlaşıldığı kadarıyla Yortanlı Barajı suları altında bırakılan Allianoi hakkında Bölge Koruma Kurulu’nda 26.01.2010 tarihinde bir toplantı yapılmıştı. Toplantı, Kültür ve Turizm Bakanlığı Anıtlar ve Müzeler Genel Müdür Yardımcısı Başkanlığı’nda, İzmir 2 Nolu KTVKBK üyeleri, DSİ yetkililerinin katılımı ile gerçekleştirilmişti.
Yukarıda söz edilen Koruma Kurulu kararlarının hukuksal denetimi açısından bu toplantıda konuşulan ve karara bağlanan konular son derece önemliydi. Bu nedenle Koruma Kurulu’nun Allianoi Ören Yeri’ni kumla kaplamayı olumlayan 28.05.2010 tarihli kararından dört ay önce 26.01.2010 tarihinde yapılan bu toplantının resmi tutanağına ulaşmak amacıyla 21.11.2011 tarihli dilekçeyle, Kurul’a başvurduk. Başvurumuza İzmir II.Numaralı KTVKBK’ndan 30.11.2011 tarihinde verilen yanıtta “bilgi edinme talebimize ilişkin olarak Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü’nün görüşünün istendiği, görüşün gelmesinden sonra bilgi verileceği” belirtildi. Ardından, İzmir II Numaralı KTVKBK Müdürlüğü’nün 20.12.2011 tarih ve 1073 sayılı yazısı ile “…toplantının kurumlar arası hizmete özel bir toplantı olması..” gerekçe gösterilerek bilgi edinme başvurumuz reddedildi. Bilgi edinme başvurumuzun reddedilmesi üzerine 04.01.2012 tarihli dilekçe ile Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulu’na başvurduk. Başvurumuzu değerlendiren, Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulu 26.01.2012 tarih ve 2012/123 sayılı kararı ile istemimizi, 4982 sayılı Kanunun 26.maddesine atıfta bulunarak reddetti.
Madde metni şöyle;
Kurum içi görüş, bilgi notu ve tavsiyeler
MADDE 26 - Kurum ve kuruluşların faaliyetlerini yürütmek üzere, elde ettikleri görüş, bilgi notu, teklif ve tavsiye niteliğindeki bilgi veya belgeler, kurum ve kuruluş tarafından aksi kararlaştırılmadıkça bilgi edinme hakkı kapsamındadır.
Bilimsel, kültürel, istatistik, teknik, tıbbî, malî, hukukî ve benzeri uzmanlık alanlarında yasal olarak görüş verme yükümlülüğü bulunan kişi, birim ya da kurumların görüşleri, kurum ve kuruluşların alacakları kararlara esas teşkil etmesi kaydıyla bilgi edinme istemlerine açıktır.
Neticede, Allianoi'nin sular altında bırakılmasına müsaade eden Koruma Kurulu’nun kararı öncesinde, Kurul’un konuyla ilgili çalışmalarına ve olası olumlu kararlarına müdahale niteliğindeki bu toplantının tutanağına ulaşmamız resmi makamlar tarafından engellenmiş oldu.
Bilgi gizleme işleminin iptali için yürüttüğümüz iç hukuk mücadelesi sonuçsuz kaldı, idari yargı süreci, davanın reddi kararıyla sonuçlandı, konuyla ilgili Anayasa Mahkemesi başvurumuz ise reddedildi.
Tüm bu süreç sonrasında 2015 yılında yapmış olduğumuz AİHM başvurumuz 29.01.2019 tarihinde verilen ihlal kararıyla sonuçlandı.
AİHM, vermiş olduğu ihlal kararıyla yukarıda kısaca özetlenen toplantı tutanağının tarafımıza verilmemesiyle, ifade özgürlüğünün bileşeni olan bilgiye erişim hakkının ihlal edildiğine hükmetti. Neticede, AİHM, konuyla ilgili şikayetimiz açısından Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 10.maddesinin Türkiye Cumhuriyeti tarafından ihlal edildiğine karar verdi.
Mahkeme, başvurucu Arif Ali Cangı’nın hükümet dışı bir grubun (Allianoi Girişim Grubu) aktivisti olduğunu, dolayısıyla sadece avukat olarak Türkiye’deki konuyla ilgili yargılama dosyasına resmi toplantı tutanağını sunamamış olması nedeniyle değil, aynı zamanda toplantı konusundaki bilgiyi yayma konusunda aktivist hareketinin de gereğini yerine getiremediği gerçeğine not düşerek ihlal kararı vermiştir.
2004 yılında bir araya gelerek oluşturduğuz Allianoi Girişim Grubu’nun, mücadelesinde ne derece haklı olduğu AİHM tarafından 2019 yılında verilen kararla bir kez daha tescillenmiştir.
Kültür mirası Allianoi Ören Yeri'nin tekrar toprak altına gömülme kararı öncesinde, kültürel mirası korumakla görevli bakanlık görevlilerinin, Koruma Kurulu üyeleri üzerinde oluşturdukları baskının belgesi niteliğindeki bu resmi toplantı tutanağının hukuk devletinde olmaması gereken bir tutumla kamuoyundan saklanması ve konuyla ilgili yasal başvurularımızın tatmin edeci olmayan gerekçelerle reddedilmesi oldukça acıdır.
Hukuk adına onurluyuz tabi. Ama sadece hukuk adına.
Bu yolculukta bizlerden desteklerini esirgemeyen siz basın mensuplarına, geçmiş dönem sözcülerimiz, Arif Ali Cangı, Oya Otyıldız, Hilal Küey, Alime Mitap ve İffet Diler'e, bu karar için AiHM 'de avukatımız olan Serkan Cengiz' e ve adlarını sayamayacağımız kadar çok, emek ve sevgi veren tüm Allianoi dostlarına sonsuz teşekkürler. 01.03.2019