MERKEZLER

İnsan Hakları Açısından Asıl Sorun Göç Değil Savaşlardır

Sayfayı Yazdır Küçük Font Büyük Font

İzmir Barosu, 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü dolayısıyla "Barbarları Beklerken: Savaş, Göç, Mültecilik ve İnsan Hakları" başlıklı bir panel düzenledi. İzmir Barosu Konferans Salonunda gerçekleşen ve moderatörlüğünü İzmir Barosu İnsan Hakları Merkezi sorumlu yönetim kurulu üyesi Av. Ayşe Kaymak’ın yaptığı panele Halkların Köprüsü Derneği kurucu başkanı Prof. Dr. Cem Terzi ve Filistin Barosu yönetim kurulu üyesi Mohammed Rabı Hussein Alheranı konuşmacı olarak katıldı.
 
 
Konferansın açış konuşmasını yapan İzmir Barosu Başkanı Av. Sefa Yılmaz, “Biz düzenlediğimiz çalışmalarla anlatmak istediklerimizi, söylemek istediklerimizi ifade etmeye çalışıyoruz. Bu çalışma da bu kapsamda gelişti.” ifadelerini kullandı. 
 
 
Mesleğimizi Yapmamız Engelleniyor
 
 
Panelde ilk olarak sözü alan Filistin Barosu yönetim kurulu üyesi Mohammed Rabı Hussein Alheranı, Filistin devletinin işgalinin 74'üncü yılının üzüntüsünü yaşadıklarını söyledi. Uluslararası kanunların dünya halklarına tanıdığı hiçbir hakkın Filistin halkına tanınmadığını belirten Alheranı, "Filistin Meclisi anayasal dayanağı olmaksızın feshedilmiştir. Yıllardır yapılmayan seçimlerin yapılamamasına bağlı olarak insanlar özgürlüklerinden mahrum kılınmıştır. İsrail Ordusunun Filistin halkına uyguladığı zulümden örnekler verecek olursak; İsrail devleti binlerce sivil insanı öldürdü. Gazze'ye karşı yaşanan saldırıları zaten herkes biliyor. Günümüzdeki teknoloji sayesinde gizil kalmayan suikastler de yaşanmıştır." dedi.
 
 
Panelde yaptığı konuşmanın metnini üzerinde taşımamak için maille gönderdiğine de dikkati çeken Alheranı, "Eğer bu yazı üstümde bulunsa gerekçesiz yere tutuklanabilirim. Bir avukat olarak istediğim yere istediğim gibi gidemiyorum. Filistin halkı her gün defalarca gerekçesiz üst aramasına maruz kalmakta ve saatlerce kontrol noktalarında onurları ayaklar altına alınmaktadır. İsrail ordusu idari gözaltı ve gizli dosyalarla gerekçesiz tutuklamalar yapmakta, gözaltına alınanlara karşı en korkunç işkenceleri uygulamaktadır. Filistinli esirleri savunmamız dahi engelleniyor." diye konuştu.
 
 
Göçler Engellenemez
 
 
Ardından konuşan Halkların Köprüsü Derneği kurucu başkanı Cem Terzi ise, bugün insan hakları anlatan batı ülkelerinin emperyalist ve sömürgeci bir geçmişi olduğunu vurguladı. Batılı devletlerin ucuz iş gücü ve kölelere ihtiyacı olduğunu belirten Terzi, "Zorla yerinden edilenlerin sayısı 65 milyonu aşmış durumda. İnsanlar farklı ırklardan oldukları için yerlerinden göç etmek zorunda kalıyor. 40 milyonu aşkın insan ise ülke içi zorla yerinden edilmeye maruz kaldı. Mültecilerin yaklaşık yarısı Suriye, Afganistan ve Somali'den dünyaya yayılıyor ve kapitalist ülkeler tüm mültecilerin sadece yüzde 14'ünü barındırmaktadır. Mülteci krizi diye adlandırılan bu durum aslında insanlığın ve devletlerin içine düştüğü ekonomik, politik ve tarihi bir krizdir." ifadelerini kullandı.
 
 
Terzi, "İnsan hakları açısından asıl sorun göç değil savaşlardır. Göçler doğal bir insanlık fenomenidir ve engellenemez. Batılı hukukçular ve akademisyenler çıkardıkları kanunları mülteci ve göçmen ayrımına göre uyarlamaktadır. Aslında bu tanımlamaların göç eden insanlara sorulmadan güç sahibi insanlar tarafından yapıldığını görürüz. Bu tanımlamalar politik amaçlar doğrultusunda yapılmaktadır. Sokakta bu insanlarla temas ettiğimizde bu ayrımın bir anlamı olmadığını görürsünüz. Devletler bilinçli olarak göçmenleri işsizlik, şiddet ve güvencesizliğin kaynağı olarak göstererek göçmenlerin taleplerinin üstünü örtmek istiyorlar." diye konuştu.