Sosyal medya üzerinden İzmir Barosu seçim gruplarından biri adına yapılan 06.05.2025 tarih, 2025/11501 gelen evrak sayılı başvurunun gündem teşkil etmesi üzerine yapılan başvuruya 06.05.2025 tarihli İzmir Barosu Yönetim Kurulu kararı ile verilen cevabı özetle meslektaşlarımızı ve kamuoyunu aydınlatmak adına duyurmaktayız.
1) İlk olarak 19 Mart tarihinden bu başvuru tarihine kadar OCAS sisteminin hangi tarih aralıklarında kapalı tutulduğu sorulmuştur. 19 Mart 2025 tarihli başlayan protestolar kapsamında meslektaşlarımızın gözaltına alınması üzerine meslektaşlarımız serbest bırakılana kadar Otomatik CMK Atama Servisi (OCAS) 22.03.2025 - 24.03.2025 tarihleri arasında kapatılmıştır. Bununla birlikte 26.03.2025 tarihinde sulh ceza hakimlikleri koridorunda avukat müvekkil görüşmelerine izin verilmemesi, gözaltındaki yurttaşlara ters kelepçe uygulanması ve yine meslektaşlarımızın emniyet birimlerinde ifadeye girmelerinin engellenmesi üzerine 22.30-23.30 arası sorun çözülene kadar kapatılmıştır.
2) OCAS’ın kapalı olduğu dönemlerde, İzmir Barosu vasıtasıyla manuel atama yapılıp yapılmadığı sorulmuştur. İşbu tarihlerde, talepler Baromuzun KEP adresi üzerinden alınmakta olup talepler değerlendirildikten sonra kadın ve çocuk gibi dezavantajlı gruplar ile tutuklu işler yönünden gelen taleplerde CMK Birimimiz tarafından OCAS’taki listeye uygun olarak atamalar gerçekleştirilmiştir.
OCAS’ın 22.03.2025 tarihinde kapatılmasına karşın gözaltında bulunan meslektaşlarımızın halen serbest bırakılmaması üzerine 23.03.2025 tarihinde gözaltında tutulan meslektaşlarımız CMK kapsamındaki görevlendirmelere atanmışlardır. Baromuz aynı tarihli açıklamasında haksız ve hukuksuz gözaltılar sona erdiğinde meslektaşlarımızın CMK görevlerine gidebileceklerini duyurmuştur. Meslektaşlarımızın serbest kaldığı 24.03.2025 tarihine kadar görevlendirmeler bu şekilde yapılmıştır.
3) Manuel atama yapılmış ise; otomatik sistemin devre dışı bırakılmasının gerekçesi sorulmuştur. Öncelikle atama yöntemi değil başvuru alma yöntemi değiştirilmiş ve başvurular OCAS üzerinden değil KEP üzerinden alınmıştır. Başvuru yönteminin değişmesi hukuksuzluğa sebep olan idareye yönelik tepkimizdir. Yukarıda da belirtilen atama dosyalarının türleri incelendiğinde otomatik sistemin kapatılma gerekçe ve kapsamı anlaşılabilecektir.
4) Daha önceki yıllarda hangi olay ve durumlarda manuel atama sistemine geçildiği ve süreleri sorulmuştur. Manuel sistem diye bir sistem söz konusu olmamakla birlikte OCAS’ın kapatılmasına yönelik kararlar baro hesaplarından süreleriyle birlikte yayınlanmakta olup baro açıklamalarında mevcuttur.
5) Manuel sistem uygulandığında öncelikle atama yapılacak meslektaşların hangi kıstaslara göre belirlendiği sorulmuştur. Manuel sistem söz konusu olmamakla birlikte OCAS’ın kapatıldığı ve sınırlı görevlerde atama yapıldığı dönemde atama yapılan kadın ve çocuk dosyalarında OCAS listesinde yer alan meslektaşlarımızın OCAS’ın açık olduğu dönemdeki gibi puan sıralaması esas alınmaktadır.
6) SSÇ görevlendirmelerinde atamaların devam ettiği ancak özel müdafisi bulunan SSÇ’lere dahi CMK müdafii atandığı görülerek usul ve esaslar sorulmuş ise de ne SSÇ ne diğer dezavantajlı gruplara ne de diğer CMK görevlerine avukat ataması yapılırken ilgili kolluk veya savcılık birimine, özel müdafii olup olmadığını sormak gibi bir uygulama yoktur. Özel müdafii olmasına rağmen kolluk veya savcılık tarafından baro görevlendirmesi talep edilmişse bu, özel müdafiiye rağmen görevlendirme isteyen kolluk veya savcılığın dikkatsizliği ile ilgili bir durumdur.
7) Geçmiş uygulamalarda OCAS kapatıldığında dahi savcılıktan gelen fiziki taleplerde puan sisteminin dikkate alınmasında sapma olup olmadığı sorulmuştur. Yukarıda da açıkladığımız gibi CMK görevlendirmeleri aynı şekilde yapılmıştır.
8) İstanbul Barosunun Toplumsal Olaylar adı altında CMK atama listesi oluşturduğu belirtilerek İzmir Barosunun da böyle bir liste yapıp yapmayacağı ve yapmaya yetkisi olup olmadığı sorulmuştur. Bu aşamada İzmir Barosu Yönetim Kurulunun görevlendirmelere ilişkin mevcut uygulama dışında yeni bir düzenlemesi bulunmamakla birlikte Av.K. m.95/15 gereği baro yönetim kurullarının iç yönetime ait bütün işleri görmek ve yönergeleri düzenlemek görev ve yetkileri arasındadır.
9) Baronun çağrısı üzerine kurulan whatsapp grubunun kaç üyesinin CMK kapsamında ifade ve sorgu aşamasında görevlendirildiği sorulmaktadır. Ancak whatsapp grubu üzerinden hiçbir avukata CMK görevlendirmesi yapılmamıştır.
10 - 11) 10. maddede söz konusu whatsapp grubunun yöneticileri arasında İzmir Barosu Yönetim Kurulu üyesi olmayan kişilerin yer aldığı ve özetle bu kişilerin başvuru almak gibi iş ve eylemlerde bulunduklarının görüldüğü belirtilerek bunun resmi görevlendirmeye ilişkin olup olmadığı sorulmuştur. 11. madde de ise bu uygulamanın diğer meslektaşlar açısından eşitlik ilkesine ve adil görev dağılımına zarar vereceğinin düşünülüp düşünülmediği ve baro tarafından izlenecek yol sorulmuştur.
Öncelikle Baronun bir çok çalışma grubuna ait whatsapp grubunda Yönetim Kurulumuz hariç hesap yöneticisi olan meslektaşımız bulunmaktadır. Bu süreçte Yönetim Kurulu ve İnsan Hakları Merkezi Müdürümüz haricinde Baro adına başvuru alan bir meslektaşımız olmamıştır. Bahsedilen kişi/kişiler gönüllü olarak emeğini ortaya koyan ve çalışan meslektaşlarımızdır.
Baro Yönetim Kurulumuz Av.K. m. 95 kapsamında görev yapmıştır. Söz konusu whatsapp grubu, ani gelişen ve toplu gözaltı ile tutuklamalarla devam eden bir toplumsal hareket karşısında hak ihlallerinin tespiti ve yurttaşlara hukuki destek sunulması amacıyla kurulmuştur. İzmir Barosu olarak gönüllü olarak gözaltı ve hak ihlali takibi yapacak avukatların arasından hiçbir görevlendirme/atama yapılmadan gönüllülük ve uygunluk esasına göre İzmir’in her polis merkezinde, hastanesinde, adliyede sayısı bine yaklaşan bir gönüllü avukatlar grubu ile çalışma yürütmüştür. Meslektaşlarımız günlerce uyumadan, yemek dahi yiyemeden yurttaşlara hukuki destek vermek için canla başla çalışmışlardır.
Ancak; görevlendirmeden kasıt, gözaltına alınan meslektaşlarımız hakkında yürütülen soruşturmalarda kendilerini baro adına bizim görevlendirdiğimiz ise bu görevlendirmeler kişi bazlı yapılmamıştır. Çağrımız 15.000 meslektaşımıza yöneliktir ve 15.000 meslektaşımız hukuksuzlukların tespiti ve takibi için Baromuz adına görevlendirilmiştir. Meslektaşlarımız açısından eşitsiz bir uygulamamız yoktur.
Son olarak;
Meslektaşlarımızın her türlü başvurusuna saygı duymakla birlikte “bilgi edinme hakkı” adı altında verilen ve mücadeleyi şaibeli/değersiz bir durum olarak lanse eden bu yaklaşımın öncelikle meslektaşlarımıza haksızlık içerdiğini belirtmek isteriz.
Başvurunun kamuoyunun bilgisine sunularak paylaşılması üzerine şeffaf baroculuk anlayışımız doğrultusunda açıklamalarımızı başvurucu ile birlikte kamuoyuyla da paylaşma gereğini görmekteyiz.
İzmir Barosu olarak ne meslektaşlarımızı ne toplumsal olaylarda hak kaybına uğrayan yurttaşlarımızı yalnız bırakmayacağımızın bilinmesi gerekmektedir. Bilinmesi gereken bir başka husus; adına başvuru yapılan seçim grubunun, kriminalize etmeye çalıştığı Mart protestolarında gösterdiğimiz refleks, açıklama ve eylemlerin arkasındayız. Bu noktada kimseye hesap vermeyeceğimizi ve bu yaklaşımımızı beğenmeyenlerin suç duyurusunda bulunmak da dahil istedikleri hukuki işlemi yapabileceklerini, geldiğimiz gelenek gereği ne soruşturmalardan ne de baskılardan korkmadığımızı bildiririz.
Bu vesileyle canı ve özgürlüğü pahasına sokakta, hastanede, karakolda, adliyede, cezaevinde mesleğini icra eden hak savunucusu meslektaşlarımıza emeğinden ve özverisinden dolayı İzmir Barosu adına tekrar teşekkür ederiz.
Kamuoyuna saygı ile duyurulur.