Ankara Barosuna kayıtlı bir meslektaşımız, 10 Nisan Polis Merkezinde yaşanan usulsüzlük ve haksızlıklara tepki gösterdiği için polis-savcı işbirliği ve pervasızlığı ile darp edilmiş, ters kelepçe ile kelepçelenmiş ve mevcutlu olarak adliyeye çıkarılmak istenmiştir.
Ankara Barosunun müdahalesi ve mücadelesi ile kelepçesi çıkarılan ve serbest bırakılan meslektaşımız darp raporu almıştır. Konuyla ilgili adli ve idari suç duyurusunda bulunulacağı duyurulmuştur.
Yaşanan olay hukuka bağlı bir kolluk kuvveti ile değil adeta Vahşi Batı’da bir kasaba şerifi ile karşı karşıya olduğumuzu, savcılığın da bu duruma cevaz verdiğini açıkça ortaya koymaktadır.
Ne kolluk, ne savcılık ne de mahkemeler bu ülkede cezasızlık politikasının verdiği cesaretle avukata ters kelepçe uygulayabilecek, darp edecek, uydurma suçlamalarla mesleğini yapmaktan alıkoyacak kurumlardır.
Türkiye bir hukuk devletiyse veya en azından hukukun kırıntısı dahi kaldıysa bu zorbalığın, kanun/hukuk tanımazlığın failleri, avukatı darp eden, ters kelepçe yapan, avukatı görevini yapmaktan alıkoyan kolluk görevlisi ve buna cevaz veren savcı derhal yargılanmalı ve gereken cezayı almalıdır.
Bu ülkenin baroları ve avukatları ülkeyi kasaba şeriflerine bırakmayacaktır!