HABERLER

🏠  Anasayfa  ➝  Haberler

İzmir'de Hayvan Hakları Büyük Mitingi Düzenlendi

Sayfayı Yazdır Küçük Font Büyük Font

14:02 . 02 Ekim 2024

İzmir'de aralarında İzmir Barosunun da olduğu yaşam hakkı savunucuları ve çeşitli kitle örgütleri, sokakta yaşayan hayvanlarını hedef alan ve Ağustos ayında TBMM Genel Kurulu'nda kabul edilen Hayvanları Koruma Kanunu'nda değişiklik yapılmasına dair yasaya karşı sokağa çıktı. Gündoğdu Meydanı'nda düzenlenen mitingde topluluk Anayasa Mahkemesine yasayı iptal etmesi çağrısını yineledi.

İzmir Barosu önünden toplanan meslektaşlarımız, İzmir Barosu Başkanı Av. Sefa Yılmaz ile birlikte, ellerinde "Katliam Yasasına Hayır!", "Hayvana, İnsana, Yeryüzüne Özgürlük", "Sokakta Hayat İstiyoruz" yazılı dövizlerle mitingin gerçekleştiği Gündoğdu Meydanı'na kadar yürüdüler.

 

Basın açıklamasını İzmir Barosu adına Hayvan Hakları Komisyonu üyesi Av. Ezgi Yağmur okudu.

 

Okunan basın açıklaması:

Bugün burada sokakta yaşayan hayvanları bakımevi adı altında ölüm kamplarına hapseden, tecrite tabi tutan, kapalı kapılar ardında 2 Ağustos’ta yürürlüğe giren katliam yasasını kabul etmediğimizi, kanunun lafzına ve amacına ters düşen, kan kokan bu yasaya geçit vermeyeceğimizi ve yasanın iptali için mücadelemizden vazgeçmeyeceğimizi haykırmak için toplanmış bulunuyoruz.

Haziran ayında gerçekleştirdiğimiz Büyük İzmir Mitingi üzerinden geçen üç ayda ne yazık ki hayvanları koruma kanununda değişiklik yapılmasına dair kanun teklifi yasalaşarak meclisten geçmiş ve ülke büyük bir şiddet sarmalına sürüklenmiştir. İktidar tarafından halka dayatılan bu kanlı yasaya karşı yurdun dört bir yanında eylemler yapılmakta, halk ilk günkü gibi kuvvetli bir sesle ‘hayır’ demektedir. Yeni yasayla birlikte hayvan hakları açısından büyük bir kazanım olan 5199 sayılı kanunun altıncı maddesi tümden kaldırılmış, sokakta yaşayan hayvanlar adına bakımevi denilen toplama kamplarına gönderilip nihayetinde ölüme mahkûm edilmiştir. Her şey tam da öngördüğümüz gibi ilerlemiş, yıllardır cezasızlık zırhıyla korunan belediyelerden katliam haberleri çığ gibi yükselmiştir.  Önce Niğde’de  enjeksiyonla zehirlenmiş anne, yavru farketmeksizin onlarca köpeğin üstüste atıldığı toplu mezarlar bulunmuştur.

Bu haberin acısını atlamamışken bir haber de Altındağ’dan geldi. Bakımevin çalışanlarınca köpeklerin kafasının kesilerek katledildiği ve sonrasında açık toplu mezarlara atıldığı görüntülerle bir vahşete daha tanık olduk! Tüm bunlar hepimizin gözü önünde, iktidarın kamu güvenliği ve sağlığını bahane ederek halka dayattığı yasadan hemen sonra oldu.

Hayvanlar, bu yasayla birlikte sistematik olarak katledilmelerinin yanı sıra öldürmekten haz alan canilerin ellerine de teslim edilmiştir. Büyük bir öfke ve şiddet girdabının içinde kamu binalarına, sokaklara kan bulaşmış ve baştan beri yürüttükleri ‘güvenli sokaklar’ kampanyasında işaret ettikleri sokaklar hiç bu kadar güvensiz olmamıştır.

Ne yazık ki birçoğumuzun görüntülere dahi bakamadığı bir başka cinayet 31 Ağustos’ta Ankara Polatlı'da işlenmiştir. Yavru bir köpeği dirgenle öldüren fail ''Devlet kanun çıkardı köpekleri öldürmek için.'' diyerek bu kanundan cesaret aldığını açıkça beyan etmiştir. Sözde adı Hayvanları Koruma Kanunu olan kanunun korumadığı hayvanlar dirgenle, tüfekle, kürekle; dövülerek,tecavüz edilerek, asılarak, zehirlenerek ve daha sayamadığımız birçok yöntemle öldürülmüş, yaralanmış veya bakımevlerine hapsedilmiştir.   Hergün ülkenin dört bir tarafından onlarca vahşet haberi alıyoruz. Dün dahi Ankara’da 8 köpek zehirlenerek katledildi. Daha önce söylediğimiz gibi yapılan ve yapılacak olan katliamların bu kanun iptal edilmediği sürece çığ gibi büyüyeceğini hatırlatıyor ve tarihe not düşüyoruz.

Önce türlü spekülasyonlar ve içi boş kampanyalarla halkta yanlış bir algı inşa edip meclisten geçirdikleri kanlı yasaya karşı söyleyecek sözümüz bitmedi.

Biz, yaşam mücadesinde hiçbir zaman yalnız bırakmadığımız hayvanları karanlığa da teslim etmeyeceğiz. Bizler, onların vadesini doldurmuş bir eşya gibi sokaklardan temizlenmelerine asla müsaade etmeyeceğiz.

Yaşamdan yana var olan tüm güzellikleri, bu katliam yasasıyla açtığınız toplu mezarlara gömmeye çalışsanız da bizler karanlığınıza teslim olmayacak ve can dostlarımızı teslim edeceğiz. O mezarlar kapanacak, kanlı yasanın altında imzası bulunan tüm sorumlular tarih boyunca halklar tarafından utançla anılacak ve elbette yargılanacaktır.

Biliyorsunuz ki, 5 Eylül’de kanlı yasa için Anayasa Mahkemesi ilk incelemesini yaptı. Önümüzdeki süreçte bu yasa Anayasa Mahkemesi tarafından esastan incelenecek. Biz hukuktan, hakkaniyetten yana bir karar bekliyoruz. Hayvanları Koruma kanunu denilmesine rağmen kanunun adına, amacına, koruduğu değer ve menfaatlere açıkça aykırı olan, kamu güvenliğini ve sağlığını tehdit eden bu yasa derhal iptal edilmeli ve Anayasa Mahkemesi hukukun gereğini yerine getirerek katliama dur demelidir. 

Sonuç olarak; biz sokakları paylaştığımız can dostlarımızın acısını yüreğimizde hissetsek ve gelen her katliam haberiyle sarsılsak da mücadelemizden asla vazgeçmiyor ve bu mücadeleye olan inancımızı yitirmiyoruz.

Bizim onlara, onların da bize şimdi her zamankinden daha çok ihtiyacı var. İzmir Barosu olarak her zaman sokaklarda, adliyelerde, mahkeme salonlarında, onların yanında hakları için mücadele etmeye devam edeceğimizi belirtiyor, hepinizi umutsuzluğa kapılmadan mahalle sakinlerimizle dayanışmaya ve hak mücadelesini büyütmeye çağırıyoruz.

Sokakta yaşayan hayvanlar yalnız ve savunmasız değildir.