İzmir Barosu tarafından, "12 Haziran Uluslararası Çocuk İşçiliği İle Mücadele Günü” dolayısıyla bir basın açıklaması yapıldı.
Açıklama öncesi kısa bir konuşma yapan İzmir Barosu Yönetim Kurulu üyesi Av. Anıl Güler, ülkemizde çocukların yaşam hakkı başta olmak üzere, varlıklarına ve korunması gereken üstün yararlarına karşı çok ciddi ihlaller yaşandığını, şiddetin ve her türlü istismarın mağduru olduklarını ifade ederek, ÇEDES Projesi gibi uygulamalarla çağdaş, laik ve bilimsel eğitim hakkından da mahrum bırakıldıklarını belirtti. Güler devamında, “Çocukların üretim ve hizmet süreçlerinde ucuz iş gücü olarak çalıştırılması, yaşadığımız dünyanın ve ülkemizin acı bir gerçeği. Bu açıklamayı da ne yazık ki iki gün önce Adana’da, bir tekstil atölyesinde çalışırken iş kazasında ölen bir çocuğun ölüm haberinin gölgesinde yapıyoruz.” ifadelerini kullandı.
İzmir Barosu önünde bulunan Özgür Kürsü’de yapılan açıklamayı, İzmir Barosu Çocuk Hakları Merkezi Yürütme Kurulu üyesi Av. Sena Gökçe Tutguner okudu.
Bakanlık Alınan Kararları Uygulamadı
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nca, Çocuk İşçiliği ile Mücadele Ulusal Programı (2017-2023) hazırlandığı ve öncelikli hedef grupları olarak “Sokakta Çalışma, Küçük ve Orta Ölçekli İşletmelerde Ağır ve Tehlikeli İşlerde Çalışma, Tarımda Aile İşleri Dışında, Ücret Karşılığı Gezici ve Geçici Tarım İşlerinde Çalışma” olarak belirlendiği ifade edilen açıklamada, alınan kararların uygulanmadığı, yapılan programların hayata geçirilmediği, ilan edilen mücadele günlerinin sadece birer tarih olarak kaldığı dile getirildi.
TÜİK’in Nisan 2024’de yayınladığı “İstatistiklerle Çocuk” 2023 yılı verilerine göre, 15 ile 17 yaş arasındaki çocukların üretim sürecine dâhil olma oranının yüzde 22,1’e yükseldiği belirtilen açıklamada bu verilere mülteci ve kayıtsız çalıştırılan çocukların dahil edilmediği vurgulandı.
689 Çocuk Çalışırken Yaşamını Yitirdi
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nin verilerine göre 2013-2024 (ilk dört ayı) yılları arasında 689 çocuğun çalışırken yaşamını yitirdiği ifade dile getirilen açıklamada “Eylül 2023 ayından bu yana MEB’e bağlı Meslek Edindirme Merkezlerinde (MESEM) kayıtlı çocuk sayısı 1,5 milyona yaklaşmıştır. Bu merkezlerde çocukların 1 gün okulda, 4 gün iş yerinde eğitim alması modeliyle çocuk emeğinin sömürüsü meşrulaştırılmıştır. Yoksulluk her geçen gün derinleşirken bu yoksulluğun devredildiği çocuklar da çok düşük ücretlerle sömürü çarklarına dâhil edilmişlerdir. Bugüne değin MESEM’lerde çalıştırılan sekiz çocuk yaşamını yitirmiştir.” denildi.
MESEM’lerdeki kazaların önlenmesinde de işveren olarak en üst düzeyde Millî Eğitim Bakanlığı’nın yükümlü olduğu belirtilen açıklamada bizzat Bakanlığın yaptığı açıklamalara göre çocukların aylarca iş sağlığı ve iş güvenliği koşullarına uygun olmayan 8 bin 406 işyerinde ölümle burun buruna çalıştırıldığı dile getirildi.
Açıklamada çocukların ucuz işgücü olarak kullanılmalarına yol açan ve bunun alt yapısını oluşturan eğitim politikalarına derhal son verilmesi gerektiği vurgulanarak, “Mesleki eğitim çocukların yaşama hakkı, laik, bilimsel, çağdaş eğitim hakkı ile sağlıklı büyüme ve gelişme haklarının ihlallerine yol açmayacak şekilde çağdaş ve bilimsel ilkelerle planlanmalıdır. Merkezi ve yerel yönetimlerin önceliği çocuk yoksulluğunu ortadan kaldırmak olmalıdır.” denildi.