İzmir Barosu tarafından yeni adli yıl açılışında “Hakim Savcı Mülakatlarında Yaşanan Adaletsizlik ve CMK'deki Yoksulluk Ücretlerine Dair" basın açıklaması gerçekleştirildi.
İzmir Barosu Başkanı Av. Özkan Yücel, Bayraklı Adliyesi C Blok girişinde yapılan açıklamada şunları söyledi:
Yargıda Tek Tipleştirme Yaratıyorlar
Yazılı sınavı, yani yeterlilik sınavını birinci, ikinci, üçüncü, beşinci sırada kazanmış olanları; mülakat adını verdikleri kıyma makinasının içine atıp kendi anlayışlarına, yaşam tarzlarına, düşünce biçimlerine uymayanları elemek suretiyle, yargıda tek tipleştirme yaratıyorlar.
Uzun zamandır yaşanıyor bunlar ama yakın zamanda sosyal medyada yapılan birtakım paylaşımlar, olanları herkes tarafından biraz daha görünür kıldı.
Biz nicedir, yapılanlara karşı sözümüzü söylüyoruz. Bugünkü açıklamamız, mülakat adı altında gerçekleştirdikleri yandaşlaştırma operasyonu ile yargıyı bağımlı hale getirmeye çalışan iktidar anlayışına bir karşı duruş.
Şimdi sormak gerekmez mi? Yazılı sınav yapıyorsunuz. Bir baraj koyuyorsunuz. Doksanın üzerinde puan almış, ilk derecelerde yer alan kişileri mülakatlarda elemek için gerekçeniz ne? Ne yapmış olabilir bu insanlar elenmek için? Gençlerimizin hayallerini, geleceklerini, umutlarını ve emeklerini çalmaya utanmıyor musunuz? Bu soruların sorulması gerekiyor. Yalnız barolar tarafından değil, yalnız avukatlar ya da yalnız mağdur olanlar için değil; yurttaşlar tarafından da sorulması gerekiyor. Çünkü liyakatin terk edildiği yandaşlaşmış bir yargı mekanizması Türkiye için en büyük felaketlerden biridir. Bugün yaşadığımız yozlaşmanın, yargıya karşı güvenin yerlerde sürünüyor olmasının en önemli sebeplerinden birisi budur.
Mülakatlardaki Kamera Kayıtlarını Ortadan Kaldırdılar
Yaptıkları şeyi gözlerden kaçırmak için önce mülakatlar esnasındaki kamera kayıtlarını ortadan kaldırdılar. Korkunuz ne peki? Ne sorduğunuzun bilinmesini istemiyor musunuz? Verilen yanıtların bilinmesini istemiyor musunuz? Yargı karşısında bu sürece katılan insanların kendilerini savunabilmelerini istemiyor musunuz?
Elbette istemiyorlar. Onlar yalnızca kendilerine biat eden, yalnızca hamili kart yakınımdır diye gelenleri hakim-savcı yapıp yargıdaki bağımlılık sürecini sürdürmek kararlılığı ile hareket ediyorlar.
Bu günlerin de sonu gelecek. Çünkü güç zehirlenmesi ile hareket ettikleri şimdilerde, bunun sona ereceğine ilişkin işaretler de az değil. Avukatlar Türkiye’nin dört bir tarafında bu uygulamalara karşı çıkıyor. Yurttaşlar sosyal medya üzerinden yaptıkları paylaşımlarla bu uygulamalara karşı çıkıyor. Basın mensupları yazıyor bütün bu yaşananları. Bir çete reisi iktidar içindeki yozlaşmanın, iktidar ile çeteler arasındaki ilişkinin ne menem şey olduğunu, bunun nerelere kadar uzandığını deşifre eden açıklamalar yapıyor.
Şimdi bağımsız, yandaşlaşmamış bir yargı olsaydı eğer; bütün bu iddialar karşısında harekete geçmeleri ve soruşturma için gereğini yapmış olmaları kaçınılmazdı.
Düşük CMK Ücretleri Anayasadaki Angarya Yasağına Aykırı
Bir başka şey daha var. Avukatlar açısından yakıcı bir sorun. CMK görevlerinde ödenen ücretler. Avukatların yoksulluk ücretlerine mahkum edilmeye çalışılması. Bilmeyenler için söyleyelim. Bu ücretlerin belirlenmesi görevi Adalet Bakanlığına ait. Adalet Bakanlığı her yıl Barolar Birliğinden görüş istiyor. Barolar Birliği, barolardan görüş istiyor ve biz görüşümüzü bildiriyoruz. Asgari ücret tarifesine eşitleyin bunu diyoruz. Çünkü aynı işe emek veren avukatların birinin hak ettiği değer on, diğerininki iki olamaz. Bunu eşitlemek zorundasınız. Bu amaçla defalarca girişimde bulunduk. Yazdık, çizdik, Bakanlıkla yapılan toplantılarda bu hususları açıkça dile getirdik. Özellikle CMK görevi alan genç meslektaşlarımızın ne kadar büyük mağduriyet yaşadığını herkese anlatmaya çalıştık. Dört yıl, beş yıl, altı yıl süren davalar için asgari ücret tarifesinin onda biri kadar, beşte biri kadar ücretlerle avukatın çalışmaya mecbur bırakılamayacağını, bunun Anayasa’daki angarya yasağına da aykırılık oluşturduğunu söyledik, davalar da açtık. Ama bağımlı yargı unsuru burada da karşımıza çıktı. İşte o yüzden bütün sorunların temelinin politik olduğunu söylüyoruz. Bütün bu sorunların temelinin aslında siyasi anlayıştan, siyasi iradeden kaynaklandığını söylüyoruz.
Asgari ücreti artıran, memur maaşlarına zamları yapan siyasi iktidar; söz konusu avukat olduğunda aynı iyileştirmeleri yapmaktan geri duruyor. Bu kez yağma yok! Türkiye’nin 81 ilinde barolar ortak bir kararlılıkla harekete geçmek için hazır bekliyor. Eğer bu kez de CMK ücretleri için uygun iyileştirmeler söz konusu olmazsa, bilin ki avukatları daha çok sokakta göreceksiniz, bilin ki avukatları daha çok alanda göreceksiniz, bilin ki mücadele artarak sürecek. Yalnız İzmir’de değil, yalnız bu işin duyarlılığını taşıyanlarda değil, Türkiye’nin dört bir tarafında avukatların mücadele gücünü hepiniz görüyor olacaksınız.
İktidar sahiplerine seslenmek istiyoruz. Yargıyı bağımlı kılma çabanızdan vazgeçin çünkü siz bir gün gideceksiniz. Bağımsız yargıya olan ihtiyaç sizin için de söz konusu olacak, sizin de adil yargılanmaya ihtiyacınız olacak, sizin de emeğinin karşılığını isteyen avukatlara, savunmaya ihtiyacınız olacak. Aradığınızda bulabilmek istiyorsanız; yargının üzerinden, avukatların emeğinin üzerinden elinizi çekin, iyileştirmeler konusunda derhal adım atın. Çünkü yarın siz gittiğinizde sizin için her şey geç olabilir.”