20 Temmuz 2015 tarihinde, Kobane’ye oyuncak, kitap ve umut götürmek isteyen gençlerin hedef alındığı canlı bomba saldırısında 33 insanımız katledildi, yüzlercesi yaralandı. Aradan geçen 10 yılda adalet değil; cezasızlık, delil karartma, gizlilik kararları ve unutturma çabaları büyüdü.
Suruç Katliamı, sadece bir terör saldırısı değil; göz göre göre gelen, engellenmeyen ve sonrasında etkin biçimde soruşturulmayan bir insanlık suçudur. Katliam öncesinde istihbarat birimlerinin bilgi sahibi olduğu saldırganın elini kolunu sallayarak eylemini gerçekleştirebilmiş olması, sorumluluğun sadece bombayı patlatanda değil, göz yumanlarda da olduğunu göstermektedir.
Biz İzmir Barosu olarak, bir ülkenin geleceğini temsil eden gençlerin katledildiği, katliamın faillerinin ve katliama göz yumanların yargılanmadığı, hukukun siyasi karanlığa teslim edildiği bu saldırıyı unutmayacağız.
Çünkü unutturulmak istenen her şey, bir gün yeniden yaşanmak üzere bastırılır.
Bir kez daha söylüyoruz:
Suruç için adalet istemek; barış için, hukuk için, insanlık onuru için mücadele etmektir.