HABERLER

🏠  Anasayfa  ➝  Haberler

Basına ve Kamuoyuna

Sayfayı Yazdır Küçük Font Büyük Font

İzmir Barosu olarak yurttaşlarımızın hak ve özgürlüklerinin ulusal ve uluslararası hukukun sağladığı en yüksek seviyede tanınması ve uygulanması için yetkilileri göreve davet ediyoruz.

16:19 . 16 Kasım 2018

Basına ve Kamuoyuna

 

Bu sabah saat 06.00 sularında Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Turgut Tarhanlı, Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Betül Tanbay, Anadolu Kültür Derneği yönetim kurulu başkanvekili Yiğit Ekmekçi, yönetim kurulu üyesi Ali Hakan Altınay, derneğin genel koordinatörü Asena Günal ve danışmanları Çiğdem Mater ile Meltem Aslan ile Helsinki Yurttaşlar Derneği üyesi Yiğit Aksakoğlu, Sivil Toplum Geliştirme Derneği İletişim Koordinatörü Hande Özhabeş'in de içlerinde bulunduğu 20 akademisyen ve aydının evlerinin basılarak gözaltına alındıklarını öğrenmiş bulunmaktayız.

 

Edinilen ilk bilgilere göre gözaltı sebebi olarak hala devam etmekte olan Osman Kavala soruşturması gösterilmektedir. Osman Kavala, çeşitli insan hakları örgütlerindeki çalışmaları neden gösterilerek iddianamesi hazırlanmayan bir dosya sebebiyle bir yılı aşkın süredir cezaevinde tutulmaktadır.

 

Olaya dair paylaşılan basın bilgi notunda, gözaltına alınan akademisyen ve aydınların "Gezi Parkı olaylarını derinleştirmek ve yaygınlaştırmak için toplantılar düzenledikleri, sivil itaatsizlik ve şiddetsiz eylem konusunda çalışmalar yaptıkları, yeni medya oluşturmak istedikleri, Avrupa ile ilişki içinde oldukları" ve bu sebeplerle kendilerine operasyon yapıldığı açıklanmıştır.

 

Bu gözaltılar sebebiyle bildirmek isteriz ki bir yurttaşı sebepsiz yere bir dakika dahi özgürlüğünden mahrum bırakmak en büyük insan hakkı ihlallerinden biridir. Hukuk, yazılı kanun maddeleri içinden kendine sebep yaratarak o maddeleri bireylerin aleyhine en kötü şekilde kullanma yöntemi değildir. Hukuk, son yıllarda giderek unutulmakta olsa da, adaleti sağlamak için yaratılmış bir kavramdır.

 

Hayatları boyunca şiddetin ve suçun yakınından bile geçmemiş akademisyen ve aydınları sabahın kör karanlığında sıcak yuvalarından, ailelerinin kollarından çekip koparmak, hayatlarının akışına müdahale etmek asla normalleştirilemez, kabul edilemez.

 

Gezi Olayları'nın beş yıl sonrasında basın kuruluşu kurmak, Avrupa ile ilişki içinde bulunmak ve şiddetsiz eylem destekçisi olmak gibi nedenlerle 20 kişi hakkında yakalama kararı çıkarmayı herhangi bir makul hukuk mantığıyla açıklamak mümkün değildir. Bu tür uygulamaların insan haklarını temel edinmiş çağdaş bir demokraside yeri yoktur.

 

Kendilerine haber verilse, rızalarıyla gidip ifade verecek kimseleri sabah saat 06.00'da ev baskınları ile gözaltına almak hem bu kişileri toplum nezdinde kriminalize etmek hem de cezalandırmak için seçilmiş bir yöntemdir.

 

İzmir Barosu olarak yurttaşlarımızın hak ve özgürlüklerinin ulusal ve uluslararası hukukun sağladığı en yüksek seviyede tanınması ve uygulanması için yetkilileri göreve davet ediyoruz. Bugün yapılan ev baskınları gibi uygulamalarla hukukun bir tedip sopası gibi kullanılmasına, hukukun özü olan adalet kavramının her geçen gün daha da unutulmasına, ülkemizin çağdaş insan hakları normlarını uygulayan sistemin dışına çıkarılmak istenmesine karşı olduğumuzu bildiriyoruz.

 

Bugün yaşanan sürecin takipçisi olmaya devam edeceğiz. Baromuz tüm yurttaşlarımızın özgürlük ve güvenlik hakkının savunucusudur.

 

Kamuoyuna saygılarımızla duyururuz.

 

İzmir Barosu Yönetim Kurulu