İzmir Barosu, Gana uyruklu Michael Adufu’nun hastane, emniyet ve adliye arasında yaşadığı süreçte yaşamını yitirmesine ilişkin bir basın açıklaması yaptı. Açıklamada, olayın bir ihmal değil, açıkça bir cinayet olduğu vurgulandı.
Açıklamada konuşan İzmir Barosu Başkanı Av. Sefa Yılmaz, “Bu yılın mayıs ayında bir cinayet işlendi. İzmir’de Gana uyruklu bir vatandaşın hayatının sonlanmasıyla biten bir süreci yaşadık. Özellikle hastane, emniyet ve adliyenin üçgeninde göz göre göre ölüme terkedildi demiyorum, öldürüldü. Bunun adı cinayettir. Sorumlular kim olursa olsun bu konunun takipçisi olacağız.” dedi.
Geri gönderme merkezinden serbest bırakıldı, hastane–emniyet–adliye arasında yaşamını yitirdi
Gana vatandaşı Michael Adufu, 28 Mart 2016’da yasal pasaportuyla Türkiye’ye giriş yaptı. Uzun süre Türkiye’de yaşayan Adufu, 13 Haziran 2024’te İzmir İl Göç İdaresi Harmandalı Geri Gönderme Merkezi’ne alındı ve 8 ay tutulduktan sonra 13 Şubat 2025’te serbest bırakıldı.
Serbest kaldıktan kısa süre sonra rahatsızlanan Adufu tedavi için gittiği hastanede hakkında mala zarar verme iddiası ile şikayette bulunuldu. Daha sonra polis tarafından gözaltına alınarak karakola götürüldü. Adliyeye sevk edildiğinde sağlık durumu ağırlaşan buna rağmen tutuklanarak İzmir T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’na gönderilen Adufu’nun burada bilincinin kapalı olduğu görülünce yeniden hastaneye gönderildi ancak 20 gün süren tedavinin ardından hayatını kaybetti.
Basın toplantısında konuşan İzmir Barosu Yönetim Kurulu Üyesi Av. Ceren Şen Tosun, “Michael Adufu’nun yaşam hakkı ihlal edilmiştir. Göçmenlerin can güvenliğini korumak devletin yükümlülüğüdür. Bu ölüm, kurumsal ihmaller zincirinin sonucudur.” ifadelerini kullandı.
Açıklama bir dizi soruyla sona erdi:
1) Tıbbi destek almak için sağlık kuruluşuna başvuran Adufu etkin bir sağlık hizmetinden yaralanabildi mi? Alsancak Nevvar Salih İşgören Devlet Hastanesi’ne tedavi olmak için 5 Mayıs günü başvurup 8 Mayıs günü tüberküloza bağlı beyin enfeksiyonu sebebiyle bilinci kapanan ve neticesinde yaşamını yitiren Adufu’ya hangi sağlık işlemleri yapılmıştır? Hastane odasından gözaltına, gözaltından adliyeye, adliyeden cezaevine gönderilen Adufu talep ettiği sağlık hizmetinden yararlansaydı ölmeyebilir miydi?
2) Konuşamayan, tepki veremeyen, ayakta duramayan hatta oturamayan Adufu’nun polis merkezinde ve adliyede bulunduğu süre boyunca siyah poşet içinde insanlık onuruna aykırı şekilde taşıyan kolluk görevlileriyle ilgili herhangi bir adli ve idari işlem başlatıldı mı? İşkence suçunu işleyen kolluk görevlileri açığa alındı mı?
3) Aynı gün içinde bilinci bir daha açılmamak üzere kapanan Adufu’nun, sağlıklı tepki verememesine ve oturamamasına rağmen ifadesini alan, bu ifadeye dayanarak mala zarar verme suçlamasıyla tutuklama talebiyle sevk eden Cumhuriyet Savcısı ve müdafiinin sağlık kuruluşuna sevk edilmesi talebine rağmen bu şartlar altında sorgu yapıp hakkında tutuklama kararı veren Sulh Ceza Hakimi hakkında herhangi bir adli ve idari işlem başlatıldı mı? Anılan Cumhuriyet Savcısı ve Sulh Ceza Hakimi görevine devam etmekte mi?
Açıklamanın tamamını okumak için tıklayınız >>>