BASIN AÇIKLAMALARI

Basına ve Kamuoyuna

Sayfayı Yazdır Küçük Font Büyük Font

Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinde temel bir hak olarak tanınan düşünce ve ifade özgürlüğünün, yargı çatısı altında dahi kullanılamıyor ve korunamıyor olması özgürlüklerin geldiği nokta açısından vahim ve kaygı vericidir.

BASINA VE KAMUOYUNA

 

06.04.2017 tarihinde İstanbul Çağlayan Adliyesinde, “savunmaya özgürlük” adı altında yapılan oturma eylemi sırasında kolluk kuvvetlerinin, bir kısım meslektaşlarımızın yaralanması ve gözaltına alınması ile sonuçlanan orantısız müdahalesi kabul edilemez.

 

Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinde temel bir hak olarak tanınan düşünce ve ifade özgürlüğünün, yargı çatısı altında dahi kullanılamıyor ve korunamıyor olması özgürlüklerin geldiği nokta açısından vahim ve kaygı vericidir.

 

Bağımsız yargı erkinin savunma ayağını oluşturan, insan hakları ve hukukun üstünlüğü için mücadele eden, kamu görevi ifa eden avukatların;  demokratik haklar çerçevesinde gerçekleştirdiği şiddet içermeyen oturma eylemine şiddet kullanılarak yapılan müdahale, hukuk devleti ilkeleriyle bağdaşmamaktadır.

 

Demokrasi ancak, “özgürlük, eşitlik, hoşgörü, hukuk devleti, kuvvetler ayrılığı gibi”  evrensel ilkelerin kağıt üzerinde kalmayıp hayata geçirilmesiyle mümkündür. Bu temel ilkelerden uzak bir demokrasi ancak bir algı yanılması olur. 

 

Demokratik hak ve özgürlüklerin kısıtlandığı hiçbir durumda bağımsız yargının ayrılmaz parçası olan,  savunmanın temsilcisi avukatların ve meslek kuruluşları baroların sessiz ve tepkisiz kalması mümkün değildir.

 

Müdahaleye maruz kalan tüm meslektaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimizi iletiyor, anayasal haklarını kullanırken gözaltına alınanların bir an önce serbest bırakılmasını talep ediyoruz.

 

Temel hak ve özgürlüklerin teminatı olan meslektaşlarımıza yapılan müdahaleyi kınıyor, ilgililerin herhangi bir şikayete gerek kalmaksızın sorumlular hakkında gerekli yasal işlemlere başlayacaklarını umuyoruz.

 

İZMİR BAROSU BAŞKANLIĞI