BASIN AÇIKLAMALARI

Basın Açıklaması

Sayfayı Yazdır Küçük Font Büyük Font

İzmir'den tek ses: Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir, hiçbir kişi ve makama devredilemez!

Anayasa değişikliğine ilişkin referandum hakkında görüşlerimizi ve altmış günlük yol haritamızı açıklamak üzere, İzmir Barosu’nun da aralarında bulunduğu meslek örgütleri ve sivil toplum kuruluşlarının katılımıyla 13 Şubat 2017 günü Konak Meydanı Hasan Tahsin Anıtı’nda İzmir Barosu Başkanı Av. Aydın Özcan tarafından kurumlar adına ortak bir açıklama okundu. 

 

Ortak açıklama sonrası Baro Başkanımız Av. Aydın Özcan yapmış olduğu konuşmada şunları söyledi:

 

Biliyorsunuz 15 Temmuz öncesi iç güvenlik yasa tasarıları ile temel hak ve özgürlüklerimiz kısıtlanmak isteniyordu. Ülke torba yasalarla yönetiliyordu. Roma Hukuku’nda bile torba yasalar siyasi rüşvet ve ayni demokratik kabul edilirdi. Biz bunlara karşı tepkimizi, tüm baroları İzmir’de toplayarak düzenlediğimiz “Türkiye Adaletini Arıyor Mitingi” ile dile getirmiştik.

 

Hangimiz 14 Temmuzda Türk Silahlı Kuvvetlerinin Türkiye Büyük Millet Meclisini, Gazi Meclisi bombalayacağını hayal edebilirdik? Ama 15 Temmuz darbe girişimini yaşadık. Darbe girişimi sonrası olağanüstü halin ve KHK ların ilk üç aylık dönemini anlayışla karşıladık. Ama ikinci dönem, üçüncü dönem şimdi de olağan hale getirilmesini kabul etmiyoruz.

 

Kanun Hükmünde Kararnamelerin ikinci dönemi başladığında İzmir Barosu olarak, “KHK’ler Türkiyesinde Savunma Hakkı” adında büyük bir çalıştay ve forum düzenledik. Oraya Türkiye’nin her yerinden çok değerli akademisyenler getirdik. Sonuç bildirgemizi basınla kamuoyu ile paylaştık. Ardından anayasa değişikliği geldi.

 

Anayasa değişikliğine baktığımızda kuvvetler ayrılığından tamamen kopulduğunu, kuvvetler birliğine gidildiğini çok açık bir şekilde görüyoruz.

 

Hukukun üstünlüğü diyoruz, yargı bağımsızlığı diyoruz. Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu’na bakıyoruz yine Adalet Bakanı başkanlığında toplanıyor, Adalet Bakanı müsteşarı yine kurulun içinde var. Anayasa değişikliği ile Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu’nun yarısını cumhurbaşkanı doğrudan belirliyor. Diğer yarısını da kendisinin seçmiş olduğu TBMM belirliyor. Yani Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu’nu yürütmenin başındaki belirliyor. Anayasa Mahkemesi’ne bakıyoruz, 15 üyenin 12’sini doğrudan cumhurbaşkanı yani yürütmenin başkanı belirliyor. Yargı ayağı böyle.

Denetim mekanizması olan Meclis ayağına bakıyoruz, Milletvekilleri cumhurbaşkanı yani yürütmenin başı olan kişi tarafından belirlemiyor. Yasama organı yürütmenin başı tarafından belirleniyor.

 

Şu an o yasama organında 55 milletvekili bakanlar ve başbakan hakkında soruşturma açtırabilirken, mevcut cumhurbaşkanı hakkında184 milletvekili soruşturma açtırabilirken, yeni anayasada milletvekili sayısının 600’e çıkmasıyla, 301 salt çoğunluk aranıyor ve yüce divana gönderebilmek için 400 milletvekili gerekiyor.

 

Yani anayasa değişikliğine baktığımıza ne yargı denetimi ne yasama denetimi var. Tek elde toplanan bir iktidar gücü, denetlenmeyen bir iktidar gücü var. Bu anayasa taslağı rejimin adını değiştirecek bir girişimdir. İşte biz bunun için karşıyız.

 

Ülkemiz kapalı bir toplum haline getirilmek isteniyor. Öyle bir ülkede hiç kimsenin söz söyleme hakkı olmaz. Demokratik laik bir ülkeden söz etmek istiyorsak kapalı toplumdan hızla demokrasiye, hukuk devletine gitmeliyiz. Ama maalesef gidişat tam tersine. Biz işte bunun için hayır diyoruz. Kapalı bir toplum olduğumuzda iç ve dış güçler hızla bu ülkeyi parçalayabilirler. 15 Temmuz darbe girişimi bunu göstermiştir. 100 yıl önce Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde Sevr’i yırtmış olan atalarımızın torunları olarak yine Sevr ile karşı karşıya kalıyoruz. Biz bunun için buradayız, sizler de bunun için buradasınız. Bu dönemde güç birliği yaparak, sokaklarda vatandaşlarımızı bilgilendirmek suretiyle bu anayasa değişikliğine karşı sonuç alıncaya kadar mücadele edeceğiz.

 

Var mıyız mücadeleye?

 

Mustafa Kemal Atatürk’ün Cumhuriyet değerlerine sahip çıkacak mıyız?

 

Bizler de İzmir Barosu olarak halkı aydınlatmak konusunda üzerimize düşen yükümlülüğü yerine getiriyoruz. Bu anlamda bütün sivil toplum kuruluşları ile birlikte bir çalışma gerçekleştiriyoruz. Gönüllü meslektaşlarımız anayasa değişikliğini katılımcılara anlatacak. Bu çalışmalara katılımınızı önemsiyoruz. Ve halkımızı aydınlatacak yayınlar basıyoruz, bunları sizlerle paylaştık, paylaşmaya devam edeceğiz.

 

Memleket isterim

Gök mavi, dal yeşil, tarla sarı olsun;

Kuşların çiçeklerin diyarı olsun.

 

Memleket isterim

Ne başta dert, ne gönülde hasret olsun;

Kardeş kavgasına bir nihayet olsun.

 

Memleket isterim

Ne zengin fakir, ne sen ben farkı olsun;

Kış günü herkesin evi barkı olsun.

 

Memleket isterim

Yaşamak, sevmek gibi gönülden olsun;

Olursa bir şikâyet ölümden olsun.

 

Kurumlar adına yapılan ortak açıklama ise şöyle:

 

Bizler İzmir Barosu tarafından düzenlenen 02.02.2017 tarihli toplantıya katılıp temsil ettiğimiz meslek ve demokratik kitle örgütleri olarak;

 

Türkiye Cumhuriyetinin varlığını ve Türk milletinin kaderini etkileyecek her konuda olduğu gibi anayasa değişikliği konusunda da üzerimize düşen görevleri bundan sonra da yerine getireceğiz.

 

Mesele kişisel ya da parti meselesi değil, MEMLEKET MESELESİDİR.

 

Referandumda oylayacağımız anayasa değişikliği; ülkemizin nasıl yönetileceğinden ziyade ülkenin tapusunun tek kişiye teslim edilmesi anlamındadır...

 

Bu değişikliğin içinde Meclis yoktur, adalet yoktur, halk yoktur.

 

Bütün ülkeyi kucaklamayan bir anayasa değişikliği halkı bölecektir. Halkı bölünmüş bir devlette de istikrar olamaz,

 

Özgürlüklerin ve yatırımların hukuki güvenliğinin bağımsız mahkemelerce sağlanmadığı, milletin iradesini mecliste görmediği, meclisin değersizleştirildiği bir ülkede istikrar sağlanamaz.

 

Önümüzdeki referandumda halkımız; egemenliğine ve cumhuriyetine sahip çıkacaktır. Vekillerinin yapamadığını, milletin kendisi yapacak ve bundan sonra bir daha kimse, bu gücü milletten almaya teşebbüs edemeyecektir.

 

ULU ÖNDER GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’ÜN DEDİĞİ GİBİ;

“EGEMENLİK KAYITSIZ ŞARTSIZ MİLLETİNDİR.

HİÇBİR KİŞİ VE MAKAMA DEVREDİLEMEZ.”

 

Cumhuriyet için,

 

Parlamenter sistemin devamı için,

 

Laik ve Demokratik Türkiye için,

 

Hukukun üstünlüğü ve yargı bağımsızlığı için,

 

Kuvvetler ayrılığı için,

 

İzmir Barosu ve İzmir’de bulunan meslek ve demokratik kitle örgütleri olarak referandumda HAYIR diyoruz.