YARGI KARARLARI

Borçlunun "menfi tespit davası'' açmasından sonra, alacaklı "itirazın iptali davası'' açabilir mi?

Sayfayı Yazdır Küçük Font Büyük Font

Borçlunun "menfi tespit davası'' açmasından sonra, alacaklı "itirazın iptali davası'' açabilir mi?

Borçlunun "menfi tespit davası'' açmasından sonra, alacaklı "itirazın iptali davası'' açabilir mi?, bu davayı açmakta 'hukuki yararı' var mıdır?- Menfi tespit davasında verilen hüküm, davacı alacaklının ilamsız takibine devamını sağlamaz. Bu nedenle davacı alacaklının itirazın iptali davası açmasında hukuki yarar vardır. Mahkemece davacının icra takip tarihi itibarıyla alacaklı olduğu miktar belirlenmelidir. Menfi tespit davası karara bağlanmıştır. Bu durumda menfi tespit davası alacak miktarı yönünden 6100 sayılı HMK.165. maddesine göre bekletici mesele yapılarak menfi tespit davasının kesinleşmesinden sonra varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile hüküm kurulmasının hükmün bozulmasına neden olacağı-

 

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

 

-KARAR-

 

Davacı vekili, davalının 2227280 nolu elektrik tesisatına ait tanzim edilmiş elektrik faturalarını ödemediği için alacağın tahsili amacıyla icra takibine giriştiklerini ileri sürerek, davalının itirazının iptalini talep ve dava etmiştir.

 

Davalı vekili, "müvekkilinin davacıya borcunun olmadığını, ödeme emrinde talep edilen 26.10.2000 tarihli 24,58 TL’lik faturayı davacının banka hesabına yatırdığını, diğer alacaklar yönünden müvekkilinin İstanbul 6. Tüketici Mahkemesinin 2007/691 Esas sayılı dosyasıyla açtıkları menfi tespit davasının 07.05.2009 tarihinde sonuçlandığını ama kararın kesinleşmediğini, her iki davanın aynı nitelikte bulunması nedeniyle davacının bu davayı açmakta hukuki yararı olmadığını'' belirterek "davanın reddini'' istemiştir.

 

Mahkemece, "bu dosya talebi ile İstanbul 6. Tüketici Mahkemesinin 2007/691 Esas sayılı dava dosyasına konu edilen borçla aynı olduğu, aynı borç dönemlerini kapsadığı ve aynı mahiyette olduğu'' gerekçesiyle "davanın reddine'' karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.

 

İstanbul 6.Tüketici Mahkemesi’nin 2007/691 Esas sayılı davası, menfi tespit davası olup, menfi tespit davasında verilen hüküm, davacı alacaklının ilamsız icra takibine devamını sağlamaz. Bu nedenle davacı alacaklının itirazın iptali davası açmasında hukuki yararı vardır. Mahkemece davacının icra takip tarihi itibariyle alacaklı olduğu miktar belirlenmelidir.

 

Ayrıca İstanbul 6.Tüketici Mahkemesinin 2007/691 Esas sayılı menfi tespit davasının 07.05.2009  tarihinde karara bağlandığı anlaşılmaktadır. Bu durumda menfi tespit davası alacak miktarı yönünden 6100 sayılı HMK 165. maddesine göre bekletici mesele yapılarak menfi tespit davasının kesinleşmesinden sonra varılacak uygun sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir.

 

SONUÇ Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA…

 

19. HD. 05.06.2012 T. E:5824, K:9451

 

NOT: Borçlunun açtığı “menfi tespit davası’’ndan sonra, alacaklı tarafından “itirazın iptali davası’’ açılması durumunda, açılan “itirazın iptali davası’’nda davacı-alacaklının hukuki yararı bulunduğu gerek uygulamada ve gerekse doktrinde tereddütsüz kabul edilmektedir. Gerçekten; aleyhine açılan menfi tespit davasının reddedilmesi, alacaklıya, borçlu hakkında başlattığı ve borçlunun itirazı ile durmuş olan ilamsız icra takibine devam etmesini sağlamaz. Bu nedenle, alacaklı ancak borçlu hakkında “itirazın iptali davası’’ açarak, alacağı ‘itirazın iptaline’ ilişkin ilamı icra dosyasına koyarak durmuş olan takibin devamını sağlayabilir. Bu bakımdan her iki dava ‘talep sonucu’ bakımından aynı olmadığı gibi aralarında ‘derdestlik’ de bulunmadığı gibi, itirazın iptali davasında davacı-alacaklının istediği hukuki korumaya ulaşması açısından bu davayı açmakta hukuki yararı bulunduğu kuşkusuzdur. Menfi tespit davasından sonra ‘karşılık dava’ veya ‘ayrı bir dava’ olarak “itirazın iptali davası’’ açılması ya da alacaklı tarafından bir ‘alacak davası’ açılması mümkündür.(KURU,B. İcra ve İflas Hukukunda Menfi Tespit Davası ve İstirdat Davası, 2003, s.87 vd. , 119 – ÖZKAN,Y. İcra ve İflas Hukukunda İtirazın İptali Davası, 2004, s.107 – AKKAN,M. İcra Hukukunda Menfi Tespit ve İtirazın İptali Davası Arasındaki Derdestlik ve Kesin Hüküm İlişkisi “Dokuz Eylül Ünv. Huk. Fak. Der. , S:2, 2010, s.21)

                “Menfi tespit davası’’ sonucunda verilen hükmün “kesin hüküm’’ olarak ‘itirazın iptali davasını etkileyeceğinden, iki davanın birleştirilmesi (HMK.m.166), bu mümkün olmazsa, menfi tespit davasının, sonra açılan “itirazın iptali davası’’nda ‘bekletici sorun’ yapılması (HMK.m.165) usul ekonomisine uygun düşer.(KURU,B. age. s.88) Çünkü, “menfi tespit davası’’nda da, “itirazın iptali davası’’ nda da genel hükümlere göre aynı hukuki ilişkinin varlığı incelenir. Bu şekilde mahkemelerin iş yükü artmadan tek bir mahkemenin yaptığı inceleme ile yetinilir…….. (AKKAN,M. agm. s.21) Yüksek mahkemenin içthatları da bu doğrultudadır. (Bknz.13.HD. 08.12.2005 T. 12228/18202; 19.HD. 27.11.1995 T. 7875/10257; 19.HD. 08.07.2008 T. 1107/7581; 13.HD. 19.10.2009 T. 5267/11668 “www.e-uyar.com’’)

 

Gönderen: Av. Talih UYAR