Faşizmin ülkemizdeki en karanlık sayfalarından birinin yıl dönümü.
12 Eylül, yüz binlerce kişinin gözaltına alındığı, işkence gördüğü, gencecik insanların asılarak öldürüldüğü,
12 Eylül, darbe liderinin meydanlarda kurulan kürsülerde elinde Kur’an-ı Kerim sallayarak dini referans veren söylemlerle halkı galeyana getirdiği,
12 Eylül, YÖK’ün kurulmasıyla üniversitelerin kışlaya dönüştürüldüğü dönemin adıdır.
Faşizmin totaliter yönetim anlayışı, yeni özneleriyle yeniden ve yeniden kendini üretiyor; baskıcı ve antidemokratik yasalar ile otoriteyi temsil eden kurumlar şekil değiştirerek laikliğin, demokrasinin, özgürlüğün önünde engel olarak duruyor.
12 Eylül karanlığının 43. yıl dönümünde bugün hala;
Yurttaşlar; düşüncelerini ifade ettikleri için gözaltına alınıyor, tutuklanıyor.
Devlet dini referanslar üzerinden yönetiliyor, ÇEDES projesi ile ortaöğretim kurumlarına, ‘manevi danışman’ adı altında din görevlileri atanıyor.
Üniversitelerimiz bilimsel ve idari özerklikten yoksun, tüm kurumlar tek adamın talimatlarıyla yönetiliyor.
İzmir Barosu olarak, 12 Eylül askeri darbesinin sıkıyönetim koşullarında ve sonrasında hep olduğu gibi, demokrasiyi, laikliği, hakları ve özgürlükleri, hukukun üstünlüğünü savunmaktan asla vazgeçmeyeceğiz.
Saygılarımızla.