HABERLER

🏠  Anasayfa  ➝  Haberler

Bu Dava, Türkiye’nin İçine Düşürüldüğü Durumun Davasıdır

Sayfayı Yazdır Küçük Font Büyük Font

İzmir Barosu Başkanı Av. Özkan Yücel hakkında, mesleki faaliyeti nedeniyle Karşıyaka 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan davanın ilk duruşması çok sayıda meslektaşımızın katılımıyla 4 Temmuz 2019 günü görüldü. Baro Başkanımız Av. Özkan Yücel, beraat ettiği duruşmada yaptığı savunmada “Ben avukatım. İlikleri ve cebi olmayan bu mesleğe sadakatle hizmet ettim. Nerede bir hukuksuzluk varsa, buna müdahale etmek benim görevimdir" dedi.

16:41 . 04 Temmuz 2019

İzmir Barosu Başkanı Av. Özkan Yücel hakkında, mesleki faaliyeti nedeniyle Karşıyaka 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan davanın ilk duruşması çok sayıda meslektaşımızın katılımıyla 4 Temmuz 2019 günü görüldü.
 
 
Baro Başkanımız Av. Özkan Yücel, beraat ettiği duruşmada yaptığı savunmada “Ben avukatım. İlikleri ve cebi olmayan bu mesleğe sadakatle hizmet ettim. Nerede bir hukuksuzluk varsa, buna müdahale etmek benim görevimdir. Asıl bunu yapmadığım zaman görevimi ihmal etmiş sayılırım. Bunun için bir avukatı sanık kürsüsüne getirecekseniz, buradaki avukatların hepsini buraya getireceksiniz demektir. Çünkü ne ben, ne burada bana destek olmaya gelen meslektaşlarım ne de İzmir Barosu’nun herhangi bir mensubu bir ceza tehdidi, bir yargılanma tehdidi, bir soruşturma tehdidi ile geri adım atacağız. Bu nedenle alacağım bir ceza benim için onur madalyası olacaktır” dedi. Davanın Özkan Yücel’in değil, Türkiye’nin içine düşürüldüğü durumun davası olduğunu ifade eden Av. Özkan Yücel, “Bu evrakın hiçbir aşamasında savunma vermedim. Dosyayı inceleyenler arasında hukukçular var, ‘Bu yazdıklarından dolayı dava açılır mı?’ derler diye bekledim. Ama kimse demedi. Hayatım boyunca hukuka aykırı hiçbir şeyin karşısında eğilmedim. Eğer beni buraya sanık olarak getirerek boyun eğmemi bekliyorsanız ,yanılıyorsunuz” dedi.
 
 
Baro Başkanımız Av. Özkan Yücel’in müdafiliğini üstlenen yüzü aşkın avukat adına söz alan Av. Sinan Sürücü ise Havana Kuralları’nın 16/c maddesinde; devletin, avukatların kabul görmüş meslek ahlak kurallarına, görev ve standartlarına uygun faaliyette bulundukları için kovuşturma veya idari, ekonomik veya başka bir yaptırımla sıkıntı çekmemelerini veya tehditle karşılaşmamalarını sağlar hükmünün varlığına rağmen her yıl çok sayıda avukatın benzer gerekçelerle sanık kürsüsüne getirildiğini söyleyerek “Ama biz gördüğümüz her hukuka aykırılığı söylemekten geri durmayacağız” dedi.
 
 
Duruşma sonrası açıklama yapan Baro Başkanı Av. Özkan Yücel, “Özkan Yücel ya da başka bir kişi üzerinden bu davanın açılmış olması aslında davayı Özkan Yücel’in yargılandığı bir dava haline getirmiyor. Bu dava ilk celsede bitti. Ama devam ediyor olsaydı, hukuka aykırılıkların ortaya serileceği bir dava olacaktı. Esasen bu hukuka aykırılıkların bütünü Türkiye’deki yargının ne kadar bağımlı olduğunu, hakimlerin kendi başlarına özgürce karar vermelerinin ne kadar imkansız olduğunu gösteren bir süreçti. İsterdim ki bu süreç tartışılabilsin. Çünkü bizim temel sorunumuz bu. Yargı Reformu Strateji Belgesi’ne de temel karşı çıkışımız buydu. Yargıyı bağımsız kılmadığınız yerde, yargıçları bağımsız kılmadığınız yerde, artık adaletten, adaletin herhangi bir nüvesinden bahsetmeniz mümkün değil. Burada yaşanan tam da budur. Bir avukat bu sebeple yargılanabiliyorsa, bir yurttaş her sebeple yargılanabilir” dedi.