HABERLER

🏠  Anasayfa  ➝  Haberler

İzmir Barosu Çocuk Hakları Merkezi Bir Yıllık Çalışmalarını Paylaştı

Sayfayı Yazdır Küçük Font Büyük Font

İzmir Barosu Çocuk Hakları Merkezi’nin Adliye Birimi’nin açılışının birinci yılı nedeniyle İzmir Adliyesi’nde bir basın toplantısı gerçekleştirildi. Yapılan basın açıklamasında Merkez’in bir yıllık süre zarfında yürüttüğü çalışmalar kamuoyu ile paylaşıldı

10:23 . 15 Şubat 2018

İzmir Barosu Çocuk Hakları Merkezi’nin Adliye Birimi’nin açılışının birinci yılı nedeniyle İzmir Adliyesi’nde bir basın toplantısı gerçekleştirildi. Yapılan basın açıklamasında Merkez’in bir yıllık süre zarfında yürüttüğü çalışmalar anlatılarak “Biz de İzmir Barosu Çocuk Hakları Merkezi olarak tüm çocuklarımızın haklarını korumaya, Çocuk Adalet Sistemi içinde çocukların örselenmemesi için elimizden gelen tüm hukuki yardımları yapmaya devam edeceğimizi kamuoyunun bilgisine sunarız” denildi.

 

Üç yıldır çalışmalarını sürdüren İzmir Barosu Çocuk Hakları Merkezi 14 Şubat 2017 günü mağdur çocukların ve ailelerin daha kolay ulaşımı için İzmir Adliyesi birimini kurmuştu. Basın açıklamasını okuyan İzmir Barosu Genel Sekreteri ve Çocuk Hakları Merkezi Yürütme Kurulu Üyesi Av. İlke Erol, geçen bir yıllık süreçte 125 ihmal ve istismar mağduru çocuğa hukuksal destek verdiklerini, mağdur ve suç işlemiş çocuklar için Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na başvurarak koruyucu ve destekleyici tedbirler alınmasını sağladıklarını söyledi.

 

Açıklamada tüm çalışmaların çocuğun yüksek yararı ilkesi çerçevesinde şekillendiği ifade edilerek; “Karaman’da, Nizip’te, Aladağ’da, Dikili’de, yurtlarda, mülteci kamplarında saldırıya uğrayan, mağdur olan çocuklarımızın yanında durduk, sürece müdahil olduk, sanıkların en yüksek cezalar alması, çocuklarımızın onarılması, hayatta dik durabilmesi için mücadele ettik” denildi.

 

Özellikle istismar mağduru çocukların duruşmalara gelmeden, ÇİM’de ya da adli görüşme odalarında dinlenmeleri için gerekli başvurularda bulunduklarını söyleyen Av. İlke Erol “yapılan başvurular sonunda taleplerin mahkemeler tarafından da kabul görmesi, çocuk lehine düşünen, aynı bakış açısına sahip olduğumuz hakim ve savcıların varlığı, geleceğe dair çalışmalarımıza umut vermekte, inancımızı artırmaktadır” dedi.

 

Kiraz, Kınık, Kemalpaşa, Menderes, Tire, Ödemiş, Bayındır, Torbalı ilçeleri pilot bölge seçilerek muhtar ve eşleri başta olmak üzere yerel yöneticilere ve vatandaşlara yönelik eğitim çalışmaları yapıldığı ifade edilen açıklamada “Hedefimiz tüm ilçeler ve nihayetinde İzmir merkezde eğitimler düzenleyerek farkındalık yaratmak ve ulaşılabilir olmaktır” dedi.

 

Basın açıklaması sonunda konuşan Baro Başkanı Av. Aydın Özcan ise, İzmir Barosu olarak hiçbir çocuğun bu tip durumlarla karşı karşıya kalmaması için çalıştıklarını ifade ederek, bu anlamda belediyelerle, muhtarlarla, okullarla ortak çalışmalar yaptıklarını söyledi. Bu mücadelede valiliklere, milli eğitim müdürlüklerine büyük görevler düştüğünü, İzmir Barosu olarak da bu konularda ilgili kurumlarla iletişime geçerek gerekli uyarıları yaptıklarını ifade eden Av. Aydın Özcan özellikle cemaat yurtlarının çok iyi bir şekilde denetlenmesi gerektiğini ifade etti.

 

BAROLARIN HEDEF ALINMASINI KABUL ETMEMİZ MÜMKÜN DEĞİL

 

“Burada anlattıklarımız Baroların ne denli önemli bir işlev yürüttüğünü, ülkedeki sosyal hukuk devletinin yaşama geçirilmesinde ne denli önemli olduğunu ortaya koyuyor” diyen Av. Aydın Özcan, Avukatlık Kanunu 76. Maddesinin Barolara vermiş olduğu yetkiyle hukukun üstünlüğünü yargı bağımsızlığını, basın özgürlüğünü vatandaşın temel hak ve özgürlüklerini sonuna kadar savunmakla mükellef olduklarını söyledi. Aydın Özcan “biz o maddeden aldığımız yetkiyle çocuk hakları konusunda, kadın cinayetleri konusunda, çevre hakları konusunda barolar olarak büyük mücadeleler veriyoruz” dedi.  Baroların her zaman toplumu aydınlatan, toplumun refahını, geleceğini öngören çalışmalar yaptığını ifade eden Av. Aydın Özcan “baroları çok yanlış tarif edenlerin, baroların göstermiş olduğu faaliyetleri dikkate alarak kararlarını gözden geçirmeleri gerektiği düşünüyorum” dedi. “İzmir Barosu olarak, Türkiye’nin başından beri terör belasıyla uğraştığını, sınırlarının teröristler ve emperyal güçlerle adeta ablukaya alındığını defalarca söyledik ve söylemeye de devam ediyoruz” diyen Av. Aydın Özcan, “buna rağmen baroların hedef alınmasını kabul etmemiz mümkün değil” dedi.

 

TÜRKİYE İSMİYLE, TÜRK AVUKATI OLMAKLA GURUR DUYUYORUZ

 

İzmir Barosu’nun 110 yıllık bir tarihe sahip olduğunu hatırlatan Aydın Özcan, “kurulduğumuz tarihten bu yana Kuvayi Milliye ruhunu taşıyan bir baroyuz” sözlerini kullandı. “Barolar olarak, avukatlar olarak kazanılmış haklarımıza sahip çıkacağız. Bunu en çok da mağdur çocuklar için, şiddete uğrayan kadınlar için, mağdur vatandaşlarımız için yapacağız” diyen Av. Aydın Özcan, “biz Türkiye ismiyle, Türk avukatı olmakla gurur duyuyoruz. Türkiye Cumhuriyeti’nin avukatları olarak kazanılmış haklarımızı ve ülkemizin haklarını korumak adına hareket edeceğiz” dedi. “2013’de de FETÖ baroları bölmek istiyordu. Şimdi biz FETÖ ile mücadele ettiğimiz bir dönemde FETÖ projelerinin tekrar hayata geçirilmesini de İzmir Barosu olarak kabul etmediğimizi çok açık bir şekilde dile getirmek istiyorum” diyen Av. Aydın Özcan 16 Şubat günü Baro’da geniş katılımlı bir toplantı yapacaklarını ve sonrasında da Türkiye Barolar Birliği tarafından 24 Şubat’ta Ankara’da düzenlenecek toplantıya güçlü bir şekilde katılacaklarını söyledi.

 

Yapılan Basın açıklamasının tamamı şöyle:

 

BASINA VE KAMUOYUNA

 

Türkiye’de çocuk ihmal ve istismarı ile ilgili yapılan çalışmalar ile resmi olarak kayıt altına alınamayan ve istatistiklere girmeyen vakaların varlığı da göz önünde bulundurulduğunda çocuk istismarının küçümsenmeyecek oranlarda olduğu düşünülmektedir.

 

Bütün bu zorluklara rağmen son yıllarda ülkemizde çocuk istismarına karşı ilgi ve duyarlılık artmıştır. Birçok hastanede Çocuk Koruma Birimleri kurulmuştur. Aynı zamanda pek çok ilde Çocuk İzlem Merkezleri (ÇİM) faaliyete geçmiştir. Ayrıca doktorlar ve diğer sağlık çalışanları, kolluk görevlileri, eğitimcilerin özellikle sınıf öğretmenleri ile rehber öğretmenlerinin mezuniyet öncesi ve sonrası eğitimlerinde bu konuya yer verilmeye başlanmıştır.

 

Ancak tüm çabalar belli bir sistem içinde yürütüldüğünde çocuk ihmal ve istismarının önlenmesinde kalıcı adımlar atılabilir. Atılan tüm bu adımları kalıcı kılabilmek, disiplinler arası bütüncül politikaları oluşturabilmek için İzmir Barosu; 14 Şubat 2017 tarihinde, sevginin simgesi olan bu günde, en çok sevilmeyi, korunmayı, desteklenmeyi ve kararlarına saygı gösterilmeyi bekleyen çocuklarımız için bir merkez açtı.

 

Çocuğun; Sesi, Gücü, Koruyanı, Hakkını Arayanı Olmak amacıyla yola çıktı.

 

Çocukların fiziksel, duygusal, ekonomik ve cinsel yönden kötüye kullanılmasıyla mücadele etmek amacıyla alanında uzman kişilerin katkılarıyla Çocuk Hakları Merkezinde nöbet tutan meslektaşlara yönelik eğitim çalışmaları düzenlendi, farkındalıkları en yüksek seviyeye getirmek hedeflendi.

 

Çocuğun yüksek yararı ilkesi çerçevesinde tüm çalışmalarımızı şekillendirirken; çocuk ihmal ve istismar davalarına müdahil olduk, suç duyuruları hazırladık, ekmek almaya çıktığı yolda öldürülen Berkin Elvan’a, 33 gencimizin hayatını kaybettiği ve 100’e yakınının yaralandığı Suruç katliamına, 33 günlükken uğradığı cinsel istismar ve işkenceye yenik düşen bir ismi dahi olmayan bebek Tatar’a, küçük kalbi yargılama sürecine dayanamayan Yağmur’a, servis aracında unutulduğu için hayatını kaybeden Alperen’e… Karaman’da, Nizip’te, Aladağ’da, Dikili’de, yurtlarda, mülteci kamplarında saldırıya uğrayan, mağdur olan çocuklarımızın yanında durduk, sürece müdahil olduk, sanıkların en yüksek cezalar alması, çocuklarımızın onarılması, hayatta dik durabilmesi için mücadele ettik.

 

 

Yasa değişikliği önerilerinde bulunarak erken evliliklerle mücadele ettik, cumhuriyet yasalarına sahip çıktık, müftülere nikah kıyma yetkisine karşı kamuoyu oluşturduk, yayınlar çıkardık, eğitim çalışmaları, sempozyumlar düzenledik. Yine Cumhuriyet Türkiye’sinin vazgeçilmezi Atatürk ve Cumhuriyet değerlerinin eğitim öğretim müfredatından çıkarılmasına engel olmak amacı ile kamuoyu oluşturmak için yoğun çaba harcadık. Bilinmelidir ki Atatürk, Cumhuriyet Türkiyesi’nin vazgeçilmez bir simgesidir. Ve kimsenin gücü bu simgeyi unutturmaya yetmeyecektir.

 

 

İhmal ve istismara uğrayan çocukların çoğunlukla başvurdukları rehber öğretmenlerin bu mücadelede önemi nedeni ile İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğüne başvuruda bulunarak ortak eğitimler düzenleme talebimizi ilettik, önerdiğimiz protokol kapsamında en kısa zamanda eğitim çalışmalarını sunmak amacı ile alt yapı çalışmalarını tamamladık. Okullara giderek velilerle birebir iletişim kurmaya, onlara çocuk ihmal ve istismarı halinde neler yapmaları gerektiği ve nerelere başvurabilecekleri konusunda bilgilendirme çalışmalarımız halen devam etmektedir.

 

Yine İzmir Büyükşehir Belediyesi ile ortaklaşa yürüttüğümüz çalışmalarda; Kiraz, Kınık, Kemalpaşa, Menderes, Tire, Ödemiş, Bayındır, Torbalı ilçeleri pilot bölge seçilerek muhtar ve eşleri başta olmak üzere yerel yöneticilere ve vatandaşlara yönelik eğitim çalışmalarına devam etmekteyiz. Hedefimiz tüm ilçeler ve nihayetinde İzmir merkezde eğitimler düzenleyerek farkındalık yaratmak ve ulaşılabilir olmaktır.

 

Çağrı üzerine okullarda düzenlediğimiz eğitim çalışmalarında, kamu görevlilerinin çocukların ihmal ve istismarında ihbar yükümlülüğüne dikkat çektik, yasal görevlerini hatırlattık. Çocuk ihmal ve istismarında başvuru mekanizmaları hakkında bilgilendirme yaparak ulaşılabilirliği sağladık. Bu sayede 1 yıl içerisinde 125 ihmal ve istismar mağduru çocuğumuza hukuksal destek hizmeti verdik, yanlarında olduk, olmaya da devam edeceğiz.

 

 

Gerek mağdur gerekse suç işlemiş olan çocuklarımızla ilgili olarak Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na başvuru yaparak yerinde inceleme yapılmasını, koruyucu ve destekleyici tedbirler alınmasını sağladık. Suç işlemiş olsa dahi tüm çocukların Merkez’imiz bakış açısına göre aslında mağdur çocuk olduğunu ve hepsinin haklarının korunması gerektiğini tüm eğitim çalışmalarımızda dile getirdik. Çocuklarımızın hiçbir şekilde adli makamlara gelmesini istemediğimizi, yargı sistemine dahil olmalarını önlemek için taleplerde bulunduk, özellikle istismar mağdur çocuklarımızın duruşmalaragelmemeleri, ÇİM’de alınan ifadeleriyle yetinilmesi yada adli görüşme odalarında dinlenmeleri için gerekli başvurularda bulunduk. Mücadelelerimiz sonucu taleplerimizin mahkemeler tarafından da kabul görmesi, çocuk lehine düşünen, aynı bakış açısına sahip olduğumuz hakim ve savcıların varlığı, geleceğe dair çalışmalarımıza umut vermekte, inancımızı artırmaktadır.

 

 

Tüm çocuklar gerek ulusal gerekse uluslararası mevzuatta ayrı kanun ve yönetmeliklerle korunmaktadır. Bunun en önemli sebebi, her çocuğun özel olması ve devletin çocuklara hiçbir yükümlülük olmaksızın haklar sunarak bu hakları onlar adına koruyacağını taahhüt etmiş olmasıdır. Biz de İzmir Barosu Çocuk Hakları Merkezi olarak tüm çocuklarımızın haklarını korumaya, Çocuk Adalet Sistemi içinde çocukların örselenmemesi için elimizden gelen tüm hukuki yardımları yapmaya devam edeceğimizi kamuoyunun bilgisine sunarız.